TR Doktor
Çocuklarda göz muayenesi Çocuklarda göz hastalıkları Çocuklarda Görme takibi

Çocuklarda görme yetisi takibi

Yazar: Op. Dr. Mahmut ECEL









Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

Op. Dr. Mahmut ECEL

Medical Park Tarsus Hastanesi

 

Çocuklarda görme

 

Görme işlemi çevremiz ile beynimizin görsel bir etkileşimidir ve gözlerimiz dünyaya açılan penceremizdir. Göz çevremizden ışık ile gelen görsel uyarıları beyine iletir ve beyin bu uyarıları değerlendirerek görmemizi sağlar. Aslında göz değil beyin görmemizi sağlamaktadır.

 

Peki nasıl görürüz? Aslında ışıklı ortamda olsun, karanlık ortamda olsun mutlaka az ya da çok ışık bulunmaktadır. Işık çevremizdeki objelere düştüğünde etrafa yansıma yapar. Yansıyan bu ışınlar ışık demeti şeklinde objeden göze gelen ışınlar olarak algılanır. Göz, dağınık gelen bu ışığı en net görebilmemiz için fotoğraf makinesindeki diyafram gibi göz bebeğiyle süzer ve göz merceğinde belirli bir kırılma yaparak retina dediğimiz ağ tabakaya görüntünün düşmesini sağlar. Ağ tabaka tıpkı fotoğraf filmi gibidir. Görüntüyü oluşturur ve bunu görme sinirimiz aracılığıyla beyine iletir.  Görme siniri 1.200.000 ( bir milyon iki yüz bin) akson denilen kablo demetlerinden oluşur. Bu kabloların her biri retina dediğimiz ağ tabakaya hassas olarak bağlıdır ve ağ tabakaya düşen her ışık o tabakaya denk gelen sinir demeti tarafından algılanarak beyine bilgiyi ulaştırır. Sonuçta beyin bunu bilgisayardaki işlemci gibi değerlendirir ve objeyi tanımamızı, görmemizi sağlar. Göz ile beyin arasında görmeyi sağlayan bu yolda gelişebilecek hastalık ya da diğer sebepler ile oluşabilecek engelleme kişinin görmemesine ya da görme kalitesinde azalmaya neden olacaktır.

 

Görme aslında anne karnında iken başlamaktadır. Bebek anne karnında 25. haftanın sonunda uyarılara tepki oluşturabilir durumdadır. 26. haftada anne karnında göz kapaklarımız tamamen kapalıdır. Dışarıdaki ışığın anne karnına ancak %1’i ulaşabilir . Işık miktarı az olduğu içim görme de az olacaktır. Ancak bebek bu dönemde kırmızı renk ve tonlarına daha duyarlıdır. Doğduktan sonra da kırmızı renkli objelere daha kolay tepki vermesinin sebebi de budur. Gözün ağ tabakası 38 ve 42. haftalara kadar gelişimine devam eder. Doğduktan sonra gelen ışığın miktarı arttığından ağ tabakada makula yani santral (merkezi görme) alanda bulunan özel hücreler diğer ağ tabaka hücrelerinden yapı ve organizasyon olarak ayrılır ve 6 ay ile 2 yaşına kadar gelişimine devam eder. Erken doğum olan bebeklerde ağ tabakada gelişim tamamlanamadığı için prematüre retinopatisi dediğimiz bozukluk gelişebilir ve görmeyi engelleyebilir. Prematüre retinopatisi 32. haftadan önce ve 2.500 gram dan az doğan bebeklerde, transfüzyon dediğimiz kan verme işlemi uygulanan bebeklerde ve bol oksijen alanlarda daha sık gelişmektedir.

 

GÖZ TEMASININ ÖNEMİ

Doğduktan sonra çok az gören bebek yapı gereği, ancak 20-30 cm uzaklıktaki gri ve tonlarını ayırt edecek düzeyde görür. Ancak annesi ile emzirme sırasında göz teması kurabilmektedir. İlk dönemlerde göz teması kuramayan bebeklerde bu bebek görmüyor mu acaba diye düşünmeyin. Zamanla görsel teması kurabilir. Ancak iki-üç ay geçmesine rağmen hala göz teması kurmayan ya da çabuk bırakan ve anne tarafından gözde içe ya da dışa kayma şeklinde durumların fark edilmesi durumunda erkenden göz doktoruna muayene için başvurulmalıdır.

 

Göz doktoruna en sık ebeveynler çocuğumun gözü kayıyor diye başvururlar. Dikkatli bir sorguda kendilerinin değil de başkaları tarafından fark edildiğini belirtirler ve bir kuşkuyla göz hekimine başvururlar. İçimizde en ufak kuşku varsa göz hekimine muayene için gelmek en doğru davranıştır. Bebeklerde ilk 6 ay içinde beyin ve göz gelişimi, organizasyonu aşamasında geçici kaymalar olabilmektedir. Sıklıkla 6. ayda geçici kayma düzelmektedir. Bazen de yalancı kayma dediğimiz durum olabilmektedir. Burada sıklıkla bebekte burun kökü gelişimi olmadığı durumda burun kökü gözün iç tarafındaki deriyi ve kapağı anatomik yapısına tam getirmediğinden gözün beyazı dediğimiz sklera tabakasının tam görülmemesine sebebiyet verir. Bu durumda gözler içe bakışta gibi görülür ve kayma izlenimi verir. Burun kökü geliştiğinde durum tersine döner ve gözün beyazı görülür hale gelir ve kayma görünümü ortadan kalkar. Ancak bazen burun kökünden farklı olarak gözün kappa açısı dahil bir takım içsel bozukluklarında, ağ tabakanın bir takım hastalıklarında ve beyin kaynaklı durumlarda da kayma olabildiği gibi yalancı kayma gurubunda değerlendirilebilirler. Bunlar organik sebepler olduğu için göz doktoru bunlar arasındaki ayrımı tam olarak yapıp,  takip ile tedavi arasındaki kararı verebilir.

 

GÖZ TEMBELLİĞİ

Ambliyopi tanım olarak organik bir sebep olmaksızın iki göz arasında iki ya da daha fazla sıra görmede farklılığın gözlendiği durumdur. Birçok sebebi vardır. Kırma kusurlarının düzeltilmemesi, şaşılık, katarakt gibi durumlar bunlardan en belirgin olanlardır. Kırma kusurları çocuklarda miyopi ( uzağı görmeme) hipermetropi ( daha çok yakını görmeme) yada astigmat şeklinde görülür. Tüm bu durumlar bulanık görme sebebidir ve beyinin objeyi düzgün algılayamama dolasıyla net görememesine sebep olur. Göz doktorunun damlalı muayene sonrası belirli yaş grubunda olması gerek düzeyden fazla kırma kusuru olanlara basit bir gözlük verilerek bu durum düzeltilir ve çocukta net görme ve ambliyopi ( tembellik) önüne geçilmiş olur. Kayması olan çocuklarda kırma kusurunun giderilmesi, tembel olan tarafı fazla çalıştırma şeklinde sağlam tarafın kapatılmasıyla yapılan kapama tedavisi  tamamen tembelliği önlemeye yönelik çabalardır. Burada özellikle tek taraflı fazla kırma kusuruna bağlı o tarafa yönelik gözlük verilen çocuklarda sağlam göz gözlüksüz net gördüğü için gözlüğün sıklıkla takılmamasına  neden olur. Bu durumda  beyin sağlam gözden kendisine gelen görüntüyü seçeceği bulanık taraftan gelen görüntüyü baskılayacaktır. Bu durumda az gören tarafta kayma belirebilir ve zamanla derin tembellik gelişebilir. Burada ebeveynlerin kapama tedavsinde çocuğa rağmen ısrarcı olması ve gözlüğün takılmasındaki ısrar çocuğun ileri dönemde görme azlığına bağlı mesleki tercihlerde kısıtlanma dahil hayatını etkileyecek durumların da önlenmesi açısından önem arz etmektedir. Kataraktı olan çocuklar da duruma göre uygun zamanda ameliyat ve tembellik rehabilitasyonu ile başarılı bir görüş sağlanabilmektedir.

 

TV ve TABLETLERDEN UZAK TUTUN

Çocuğumuza doğumdan itibaren görme muayenesi yapılabilir. Erken dönemde anne ile bebek arasındaki görsel iletişimin varlığı bebekte görme lehine bir bulgudur. Aynı zamanda bebeğimizin kaba objeleri ve yüzleri de takibi, görmenin olduğu lehine değerlendirilebilir. İleri yaşlarda oyun ve okul döneminde gelişen kaymaların teşhisinde anneler ile birlikte öğretmenlerin önemi büyüktür. Aileler özellikle çocuğun yakından televizyon izlemesini takiben, uzağa bakarken gözünü kısma gibi şikayetlerle göz hekimine başvururlar. Benzer şekilde öğretmenler okul döneminde görme taramalarında sorunu olan çocukları göz hekimine yönlendirerek toplum sağlığı üzerine önemli bir görev yaparlar. Bu yaşlarda telefon, tablet, televizyon gibi yakından uzun süre bakılmasına neden olan aktivitelerden çocuğumuz uzaklaştırılmalı, bilinçsiz ve uzun süre tablet ve telefon kullanımının önüne geçilmelidir. Ebeveynler çocukta tablet kullanımı ile sakinleştiği yönünde telkinleri olsa da aslında çocuğun görmesi üzerine ciddi zararlar verebileceğini unutmamalıdırlar.

 

Sonuç olarak görme her yaşta doğmadan önce bile var olan bir işlevdir. Doğduktan sonra dünyamızın görmemiz sayesinde şekillendiğini düşünürsek göz muayenesinin önemi daha da artmaktadır. Ebeveynler çocuğunu her an göz muayenesi için göz hekimine getirebilir. Kırma kusurları ve şaşılık dahil bir çok durum erken teşhis ile tedavi edilebilmektedir. Burada önemli olan hekim- anne-baba ve çocuk arasındaki uyumun tam olarak sağlanması ve bu birlikteliğin devamıdır.

Op. Dr. Mahmut ECEL İsimli Yazarın Diğer Yazıları


Trdoktor; blog sayfasıdır. Trdoktor blog sayfası üzerinde doktorların yazdığı makale ve videoları görünütleyebilirsiniz.