Tümörün tanısı (teşhisi) konur. Selim, habis ya da ara grup şeklinde davranış özelliklerine göre kategorize edilir.
Prognostik ve prediktif parametreler, yani tümörün davranışında belirleyici olacak patolojik özellikler ile tümörün değişik tedavilere verebileceği yanıtların öngörülmesini sağlayacak faktörler değerlendirilir. Tümörlerin histolojik tip, grade (derece)(grad), diferansiasyon derecesi (normal dokuya benzerlik derecesi), mitoz sıklığı, kapsül ve damar invazyonları gibi özellikleri bildirilir.
Bütün bu özellikler tümörlerin seyir ve tedavi şekillerini belirlemede ana unsurlardır. Doku kesitlerinin hematoksilen-eozin denen boya yöntemi ile boyanması ve patolog tarafından incelenmesi ile yapılır.
Kimi durumlarda operasyon sırasında hızlı bir patolojik tanı ile patolojiden yararlanılır. Bu durum özellikle operasyon stratejisinin belirlenmesi konusunda klinisiyeni yönlendir. Örneğin meme kanserlerinde tümör hücrelerinin ilk olarak gideceği lenf bezi (sentinel lenf bezi) belirlenir ve ameliyat sırasında patolog tarafından incelenir. Bu lenf bezinde tümör yok ise daha ötesinde de olmayacağı prensibinden hareketle koltukaltı lenf bezleri alınmaz. Sentinel lenf bezinde metastaz var ise koltukaltı lenf bezleri alınır. Birçok tümörde cerrahi sınırın incelenmesi ile çıkarılan dokunun ötesinde tümör olup olmadığı belirlenerek operasyon genişliğine karar verilir.
Hızlı bir yöntem olduğu için sınırlamaları bilinerek yapılmalıdır. Deneyimli ellerde başarı oranı yüksektir.
Doku hızla dondurularak kesit yapıldığı için frozen kesit olarak bahsedilir. Operasyon sırasında gönderilen doku/organ konusunda yaklaşık 15 dakikalık süre içinde tanı verilir.
Doku ya da organdan çeşitli yöntemlerle alınan hücrelerin incelenmesi esasına dayanır. İki ana gruba ayırmak mümkündür:
1- Eksfolyatif sitoloji:
Dökülen/dökülmesi kolaylaştırılan hücrelerin incelenemesidir. Balgam, idrar, servikovaginal sitoloji, fırçalama, lavaj, yıkantı sıvıları, plevra ve perikard boşluklarında biriken sıvılar.
2-İnce iğne aspirasyonu
Enjektör ya da özel iğneler ile çekilen materyalin incelenmesi esasına dayanır. Tiroid, yumuşak doku meme vb yüzeyel kitleler ya da çeşitli radyolojik görüntüleme yöntemleri eşliğinde değişik organlara girilerek alınan materyallerin incelenmesidir. Doku tanısı kadar kesin olmasa da lezyon konusunda yüksek oranda fikir veren bu yöntem daha non-invaziv ve hızlı ve hastanede yatmayı, genel anestezi almayı gerektirmeyen bir yöntem olması nedeniyle çok etkin kullanılmaktadır. Sitolojik tanı operasyon planlamasının önemli ayağını oluştur.
Genel olarak dört tanı kategorisi mevcuttur: Yetersiz
Negatif (selim)(tümör yok)
Kuşkulu (atipik)
Pozitif (tümör var)
Servikal sitoloji (Smear):
Serviks (rahim ağzı) kanserinin kanser öncüsü (prekanseröz) denen erken aşamalarda saptanması ve bertaraf edilmesini sağlamaktadır. Bu sayede serviks kanseri sıklığının özellikle de yüksek olduğu ülkelerde toplum bazlı taramalar ile erken tanı sayesinde belirgin azalma meydana gelmiştir.
Herhangi bir şikayeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı örnek alınması ve patolojide incelenmesi esasına dayanır. Günümüzde sıvı bazlı sitoloji olarak adlandırılan yöntem ile hücresel anormallik saptanan smearlerde ayni materyalden HPV (Human papilloma virüs) (bu lezyonların gelişiminden sorumlu bir virüs) tiplerinin genetik yöntemlerle belirlenmesi mümkündür.
Farklı dokular ve tümörlerin salgıladığı kendilerine özgü maddeler mevcuttur. İmmünhistokimyasal inceleme doku kesitleri üzerinde gerçekleştirilen bir antijen-antikor reaksiyonu ile bu maddelerin belirlenmesi esasına dayanır. Bu şekilde birbirine benzeyen ama tedavileri birbirinden tamamen farklı olabilen tümörlerin tiplendirmesinin doğru yapılması sağlanır.
Genel olarak kullanım alanları:
Hücre kökenine yönelik antikorlar (tümör ayırıcı tanısı için): Prostat kanserinde PSA, tiroid kanserinde TTF-1, tiroglobulin, germ hücreli tümörlerin bazılarında AFP, lenfomalarda LCA, karsinomlarda keratin, melanomlarda melan-A gibi.
Tedaviyi yönlendirmek için: En sık kullanım alanı meme kanserleridir. Meme tümör hücrelerinde steroid reseptörleri (östrojen ve progesteron reseptörü) ve c-erb-B2 (her-2-neu) proteinlerinin varlığına göre tedavi belirlenir. Buna göre hastalara antihormonal tedavi ve trastuzumab verilip verilmemesine karar verilir. Gastrointestinal stromal tümörlerde (GIST) c-kit varlığı, kimi lenfomalarda CD 20 pozitifliği gibi özellikler patoloji bölümlerinde immünhistokimya ile belirlenir
Prognostik amaçlı: Ki 67 proliferating cell antigen, mutant p53 gen varlığı gibi özellikler tümör seyri konusunda bilgi vericidir.
Serviks sitolojisi (smear) özel deneyim alanlarımızdan biridir.
Servikovaginal smear denen materyal serviks kanserinin öncü lezyonlarının erken tanısı amacıyla incelenir. Şikayeti olmayan kadınlarda bir tarama testidir. Sitoloji sonucuna göre takip, kolposkopi, buna göre de biopsi yapılması, HPV tipi belirlenmesi gibi basamakları belirler.
Laboratuarımızda yaymalar deneyimli sitoteknolog tarafından taranmakta, buna ek olarak hataları sıfırlama amacıyla bilgisayar sistemi aracılığıyla otomatize tarama da eklenmektedir. Bu işlem Thin Prep, Hologic Integrated Imager ile yapılmakta, mikroskoba entegre edilmiş yazılım ile kuşkulu hücreler işaretlenmektedir. Bu basamakların ardından patolog tarafından incelenmekte ve tanı konmaktadır.
Meme konusu ile ilgili birçok klinisyen ve radyolog ile işbirliği yaptığımız ve yoğun bir materyal ile çalıştığımız özel deneyim alanımızdır.
Rutin patolojik inceleme, intraoperatif sentinel lenf nodu biopsisi ve cerrahi sınır değerlendirmeleri, radyoloji yöntemleri ile yapılan tru-cut biopsiler, vakumlu kor biopsiler ve ince iğne aspirasyon biopsileri bu konudaki başlıca materyallerimizdendir.
Ayrıca evvelce tanı konmuş vakalarda tümörün özellikleri konusunda ikinci görüş amaçlı değerlendirme (konsültasyon) önemli yer teşkil etmektedir.
Meme kanserlerinde tedaviyi belirlemedeki en önemli basamak olan östrojen reseptörü, progesteron reseptörü, her-2 (c-erb B2) ve Ki-67 dediğimiz parametreler patolog tarafından değerlendirilmektedir.